28 Aralık 2017 Perşembe

Maraş Katliamı 39. Yıl Anma programı Datça'da Yapıldı


Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cemevi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Datça Şubesi'nin birlikte  düzenlediği Maraş Katliamı 39. Yıl Anma programı 24/12/2017 Pazar günü Bülent Ecevit Kültür Merkezinde yapıldı.

Sunuculuğunu Şule BAYAR’ın yaptığı program, ölenlerin anısına yapılan saygı duruşunun ardından Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Datça Şubesi Başkanı Mustafa KATIKÇI’nın ve HBVAKV Datça Şubesi Cemevi Başkanı Murat YILDIRIM’ın konuşmalarıyla devam etti. 

Yapılan konuşmalarda Maraş Katliamı ve Alevilere yapılan diğer tüm katliamlar ve günümüzdeki sıkıntılardan bahsedildi. Hala yasal bir statüye kavuşturulmayan cemevleri ve zorunlu din dersleri de konuşmaların konusuydu.


Program Ali Ekber BAYAR’ın ağıt ve deyişleriyle sona erdi. 


FOTO GALERİ: 










29 Kasım 2017 Çarşamba

MEHMET GÖRÜL HAKKA YÜRÜMÜŞTÜR.

DEĞERLİ ÜYEMİZ MEHMET GÖRÜL HAKKA YÜRÜMÜŞTÜR.

Değerli Üyemiz MEHMET GÖRÜL vefat etmiştir.

Cenazesi 25 Kasım 2017 Cumartesi günü saat 17.00’de İstanbul Gazi Cemevi’nde
defnedilmek üzere Sivas İmranlı Bahadun Köyü’ne uğurlanmıştır.

Bir dönem Sivas İmranlı Bahadun Köyü Spor Kulübü olan SARIÇUBUK81 SPOR KULÜBÜ’NDE top oynayan ve MUĞLA DATÇA HACI BEKTAŞ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI CEMEVİ üyesi de olan


Mehmet Görül,  26 Kasım 2017 Cumartesi Günü Sivas İmranlı Bahadun Köyü'nden defnedilmiştir.

Mehmet Görül'e Tanrıdan Rahmet, kederli ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.
 

HACI BEKTAŞ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI 

DATÇA ŞUBESİ CEMEVİ YÖNETİMİ








20 Kasım 2017 Pazartesi

HACI BEKAŞ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI DENİZLİ ŞUBESİNİ ZİYARET ETİK.


Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cem Evi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yıldırım ve vakıf üyesi İrfan Sarıeşleri ile birlikte 18 Kasım 2017 Cumartesi günü  HacıBektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Alevi Kültür Derneği Denizli Şubesi’ni zitaret ettiler.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Alevi Kültür Derneği Denizli Şubesi Başkanı Erkan Aras ve yönetim kurulu üyeleri ile sıcak bir ortamda yapılan görüşmede Cemevi, cemevi arsa sorunları ile ilgili karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu.


SARI İSMAİL SULTAN TÜRBESİ’Nİ ZİYARET:

 Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cem Evi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yıldırım ve vakıf üyesi İrfan Sarı eşleri ile birlikte 17 Kasım 2017 Cuma günü Denizli Tavas’ta Bektaşi kültürünün günümüze yansıyan izlerinden Sarı İsmail Sultan Türbesi’ni ziyaret ettiler.



Sarı İsmail, Hacı Bektaş-ı Veli’nin hizmetinde bulunmuş ulu dervişlerden biridir. Hacı Bektaş-ı Veli’nin kerametlerine ve sırlarına şahitlik etmiş ve Hünkarın hakka göçünden sonra Denizli’ye (Menteş) gelerek Hak Muhamed Ali yolunu yaymıştır. Bir çok kerametler gösteren Sarı İsmail’in türbesi Ali Dede, Hüseyin dede türbesi ile birlikte Denizli, Tavas ilçesi tekke köyündedir.





Hacı Bektaş- Veli’nin Saru İsmal’i Mevlana’ya yollaması

Bir gün Saru İsmail, Hünkar’ın huzuruna gelip el kavuşturdu. Hün¬kar, şöyle dedi. “Saru İsmail, sizin için sucağız ılıttım, lutfedip gelse¬niz dedi. Hünkar, şimdi onun vakti değil dedi, tez Konya ‘ya, Molla Ce¬laleddin ‘in huzuruna git, onlarda bir kitabımız var, onu al, gel.”
Sara İsmail, hemen yola düştü, Konya’ya yaklaşınca gördü ki Mol¬la Celaleddin, çıka geldi. Birbiriyle niyazlaşıp görüştüler. Sara İsmail, bir gün su ılıtmıştım, mübarek arkanızın kirceğinizini arıtsam dedim; şimdi onun vakti değil, Molla Celaleddin’e bir kitabımız var, Konya’ya git, onu al gel dedi, ben de yola düştüm, geldim mübarek yüzünüzü gö¬rüp şeref buldum dedi.

Molla Celal, bu sözleri duyunca dedi ki: Hünkar Hacı Bektaş-ı Ve¬Ii katına, her gün yedi deniz, sekiz ırmak uğrar. Onların suya girmeye ne ihtiyaçları var ki böyle dedin erenler.
Sara İsmail, bu sözü duyduktan sonra efendim dedi, kitabı verin de gideyim. Molla, kitaptan maksat, bu anlattığımız öğüttü dedi. Bunun üzerine Sara İsmail vedalaşıp geri döndü.

HACI BEKTAŞ VE HIZIR PEYGAMBER

Hünkâr’a bir ikindi üzeri, güzel yüzlü, tatlı sözlü, Alevi saçlı, yeşil giysili bir aziz geldi.
Boz donlu bir ata binmişti; Saru İsmail karşıladı, atını tuttu. O kişi
teklifsizce doğru Kızılcahalvet’e yöneldi ve içeri girdi.

Saru İsmail, “acaba bu atını tuttuğum er kim ola, şimdiye değin bunun gibi nurlu, güzel yüzlü ve heybetli bir er görmedim”, diye düşüncelere dalmıştı. O sırada halifelerden biri geldi; İsmail’e, “tut şu atı”, dedi ve kızılcahalvet’in kapısına vardı. O aziz kişinin, Hünkar’ın karşısında oturmakta olduğunu gördü. Tam bu anda Hünkar, “ne yapalım Hızır’ım Ulu Tanrı seni bu işe koşmuş, Tanrı kullarını zordan kurtarman gerek; şu anda Karadeniz’de bir gemi batmak üzere, seni çağırıyorlar; sohbetine can atıyoruz ama ne çare; tez imdatlarına yetiş; Tanrı izin verirse yine şerefleniriz”, diyordu.

Hızır Peygamber hemen kalktı. Saru İsmail dışarıda atı tuttu. Hızır dışarı çıkınca İsmail Hızır’ın üzengesini öptü. Hızır, atını
sıçrattığı gibi at, bir adımını Sulucakarahöyük’ün üstüne bastı, öbür adımda güneşle birlikte dolunay oldu ve gözden yitti; yalnızca karşıdan nalının parıltısı göründü.
Saru İsmail, huzura varıp gördügünü anlatarak, “Erenler Şahı, bu giden aziz kimdir?”, diye sorunca Hünkâr, “kardeşimiz Hızır Peygamberdir. Karadeniz’de bir gemi batmak üzereydi, oraya imdada koştu; onun yürüyüşü böyledir”, dedi.
Saru İsmail Hızır’ı gördüğüne çok sevindi.

Saru İsmail’in hizmetleri

Hünkar’ın hususi hizmeti, Saru İsmail Padişah’a aitti. Hünkar, onu pek çok severdi. Halifelerden hiçbiri, onun mertebesine erişemedi. Hünkar’ın ibrikdarı da oydu. Sulucakarahöyük’den bir yere gitmek iste¬se çok defa yanına onu alırdı.

Bir gün, acaba Hünkar, bize nereyi yurt verecek, nerde dem-yom oynatacağız fikrine daldı.. Hünkar’a malum oldu. İsmail’im dedi, ben göçtükten sonra sopanı at, nereye düşerse orası yurdun olsun, yeşil fer¬manı da yanında götür, sana lazım olur buyurdu. Hünkar’dan sonra seccadeye geçen Habib Emirci’den izin aldı, dergahtan çıkıp sopasını attı. Can gözüyle gördü ki, Menteş ilinde Tavaz’da bir kilisenin kubbesini delip içeri düştü. O sırada meğer bir keşiş kilisede incil okurmuş,sopa kubbeyi delip içeri girince keşişin gözüne bir ejdarha gibi göründü.

Derken Saru İsmail, gide gide Tavaz’a, o kiliseye vardı, keşişi Müslüman etti, kiliseyi yıktı, tekke haline getirdi.

Bundan sonra Sarı İsmail, keşişe, ben dedi burda karar edeceğim, seninle komşu olalım. Bu sözü söyleyip silkindi, bir sarı doğan şekline girdi, uçup Tavaz’da bir yere kondu. Boynunda halkası, ayağında çin¬gırağı da vardı. 0 sıralarda şehrin beyi Zpaun (?) isminde bir kafirdi. Adamları, o güzelim sarı doğanı görüp gittiler, beye haber verdiler. Bey, amanın dedi, onu tutmak gerek. Ya Müslüman Padişahından ka¬çıp gelmiştir, ya da kafir padişahından. İki adam gitsin, biri, Müslümanla¬rın giydiği elbiseyi giysin, biri kafirlerimizin. Müslüman padişahından kaçtıysa Müslüman’a tutulur, kafir padişahından kaçtıysa kafire tutulur dedi. Öyle yaptılar. 0 iki kişi, doğanın konduğu yere geldiler. Fakat Sarı İsmail, ondan önce adam şekline girmiş, konduğu taşın dibine oturmuştu. Onu görünce vardılar, elini öptüler, koşup beye geldiler, de¬diler ki: 0 doğan değilmiş, Isa Peygambermiş. Bey, bunu duyunca pek sevindi, sanki aklını kaybetti. Hemen adamlarıyla kalktı, geldi. Gördü ki taşın dibinde sarışın, güzel bir er oturmada. Elini öptü, ayağına yüz sürdü. Saru İsmail, onları Müslümanlığa davet etti, kabul ettiler.

Sarı İsmail, orda yerleşti. Birçok kişiler, gelip derviş oldular. Bir ¬gün, gezerken bir çiftçiye rastladı. İki öküzü vardı, çift sürmedeydi. Sarı İsmail, gelince öküzlerin biri, dile geldi, erenler şahı Saru İsmail Padişah dedi. Saru İsmail, öküzün yanına geldi, nedir halin diye sordu. Öküz, kocaldım, gücüm-kuvvetim kalmadı, beni boğazlamaya götüre¬cekler, er hak aşkına kurtar beni dedi. Saru İsmail, o öküzü sahibinden satın aldı, azad etti. Bu yüzden o ilde Sara İsmail’in adı, “öküz söyleten” kaldı. –

Saru İsmail’den birçok kerametler belirdi. Bir nice zaman orda demyom oynattı, sonucu güçtü, yeşil fermanla beraber gömdüler. Dem geçti, devran geçti, Hünkar oğullarından biriyle Sivrihisar’ın gün doğu¬su tarafından, Seyyid Ahmed oğulları arasında, icazet hususunda bir bahistir geçmeye başladı. Nihayet Hünkar sözünü hatırlayıp Saru İs¬mail’in mezarın geldiler. Ey Saru İsmail padişah dediler. Sizde emanet olan yeşil ferman bize lazım, lütfet ver. Hemen mezar yarıldı, yeşil ferman çıktı. Okuyup maksatlarına erdiler.

Kaynak :Hacıbektaş Vilayetnamesi


FOTO GALERİ:











20 Ekim 2017 Cuma

Zeytinlik Şubesi Cemevi Yönetimi'nin Cemevimizi Ziyareti



17.10.2017 Salı günü Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça ŞubesiCemevi’mizi, HBVAKV Balıkesir Edremit Zeytinlik Şubesi Cemevi Başkanı Ziya Şahverdive yönetim kurulu Arkadaşları ile birlikte ziyaret etmişlerdir.

Zeytinlik Şubesi Cemevi Başkanı Ziya Şahverdi ve yönetim kurulu  Cemevimizin Açılışı ve 8 nci Hızırşaha Etkinliğine katılamadıklarından dolayı Cemevlerinin ve Alevi Kurluşların yaşadığı sorunları nasıl aşarız, Hızırşah Türbesi ile ilgili bilgi ve Türbeyi yerinde görmek amacıyla cemevimizi ziyaret etmiştir.

Ziyaretin ardından Hızırşah'daki türbeyi de birlikte gezdik. Datça Şubemiz ve Datça'yla ilgili de HBVAKV Datça şubesi olarak kendisine bilgi verdik. 

Ziyaretleri için kendisine teşekkür ediyoruz. 

Murat YILDIRIM

HBVAKV Datça Şubesi Cemevi Başkanı






AYDEM Cemevimizi Resmen İbadethane Olarak Kabul Etmiştir.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cemevi olarak AYDEM Elektrik Perakende Satış Şirketiyle yaptığımız elektrik sözleşmesinde, Cemevimiz resmen ibadethane olarak kabul edilmiş olup, 3010312 sözleşme no 06909955  tesisat no ve 11.10.2017 tarihli abonelik sözleşmesinde diğer tüm ibadethanelerin aboneliğinde olduğu gibi "güvence bedeli" alınmamıştır.  

Uzunca bir süredir verdiğimiz mücadelede resmi olarak ibadethane sayılmamız açısından ilk adımdır. Bize inanan, sesimize ses olan herkese teşekkür ederiz. 

Murat YILDIRIM

HBVAKV Datça Şubesi Cemevi Başkanı





9 Ekim 2017 Pazartesi

DATÇA ÇEVRE TEMİZLİĞİ FARKINDALIK GÜNÜ ETKİNLİĞİ


6 Ekim 2017 Cuma günü Datça Belediyesi, Dernek, Vakıf ve STK'larındesteğiyle ile düzenlenen Çevre Temizliği Farkındalık Günü Etkinliğine Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi'de katıldı. 


Datça Belediyesi’nin öncülüğünde 06.10 2017 Cuma günü Datça Sivil Toplum Örgütleri birlikte Datça’daki yol kenarı ve deniz kıyı şeridinde çevre temizlik kampanyasına Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cem Evi yöneticiler,  üyeleri ve küçük Eren Alp’ta katıldı.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cem Evin'den dört yol sanayiye kadar yapılan çevre  temizliğinde  Küçük Eren Alp’ın da katkısı ile toplanan 20 torba çöp küçük Eren Alp’ın  doğa için katılımcılara bir ders vermesi ile sona erdi.

FOTO GALERİ:













5 Ekim 2017 Perşembe

DATCA'DA AŞURE LOKMAMIZI PAYLAŞTIK.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cemevi, Yassı Muhrrem ve kerbela şehitleri için 3 Ekim 2017 Salı günü saat 12.30 de Datça Cemevi'nde  Aşure Lokması Etkinliği düzenledi.





Muharrem Ayı 12. gün orucu ardından 13. gün Kerbela şehitleri adına kaynatılan aşure Datça halkıyla paylaşıldı.

Açılış konuşmasını Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cemevi başkanı Murat YILDIRIM yaptı.

Kurum Dedesi Nihat YOLERİ'nin gulbenk ve dualarıyla aşure lokması   Datça halkıyla paylaşıldı.



BAŞKAN MURAT YILDIRIM'IN KONUŞMASI

HACI BEKTAŞ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI AŞURE GÜNÜ

Dünya kendi feleğinde dönerek koskoca bir yılı daha tamamladı ve gün yine muharrem ayına, gün yine Aşure ye erdi değerli canlar.

Peki, üstünden 1400 yıla yakın zaman geçen zulüm bitmiş midir?
dünya üstünde ki saltanatlarını korumak için “Ben Hüseyin’in başını istiyorum” diyen Yezitlerin Soyu kesilmiş midir?
Bitti mi masum ve mazlum kanlarının zalimlerce akıtılması?
Hayır, dostlar.

Hepinizin bilmesini isterim ki,
zulmün olduğu her yer Kerbala,
zalimin karşısında duran herkes,
ehlibeyt hatta Hüseyin’dir bu günde.
Fırat kıyıları işgal edilir,

Susuzluktan feryat eden Kerbela halkının bu feryadına
“Bu zulüm ve fesat hükümetine ben biat etmeyeceğim,
Nereye gidersem gideyim, nerede olursam olayım beni öldüreceklerini biliyorum.” Diye
Yezit’in 5000 kişilik ordusuyla savaşa giren ve muharrem ayının onuncu günü
Kerbela meydanında yetmiş iki gençle birlikte kafası kesilerek şehit edilen;
Hz. Hüseyin’in kesik başını top yapıp meydanda tekmeleyerek oynayanların
Bin yıl sonra, Maraş’ta, Sivas’ta hatta 77 bir mayısında insanları yakıp vuranlardan bir farkı yoktur.
İmam Hüseyin daima haksızlıklara karşı çıkmış, zalime karşı mazlumun yanında yer almıştır.

Ve evet bin yıldır iktidar sarhoşu yezitlerin kendi saltanatlarını kurmak ve korumak adına yaptıkları zorbalıklar bitmese de;

Onların karşısında Hüseyin’ler ve ehlibeytin mazlum ve masumları gibi;
Dostluğa kardeşliğe, birliğe inanan ve bu uğurda ser vermeye hazır olanlar da bitmez…
Muharrem ayı vesilesi ile kerbela şehitlerimizi andığımız bu yası matem günlerinde,
İnançları, düşünceleri nedeniyle dünden bu güne katledilen tüm canları da saygı ve rahmetle anıyoruz.

Kardeşliğe, birliğe barışa en çok ihtiyacımız olan şu günlerde, Hünkârın da buyurduğu:
Bir ol, diri ol, iri ol düsturunun ne kadar önemli olduğunu hatırlatırken;
Bin yıllık acıyla tuttuğumuz yas orucumuzu, Hak kabul eylesin. Niyazımız odur ki, mazlum kanı artık akmasın.

HACI BEKTAŞ VELİ ANADOLU
KÜLTÜR VAKFI DATÇA ŞUBESİ
Yönetim Kurulu Adına
 Başkan Murat YILDIRIM


FOTO GALERİ: