22 Eylül 2022 Perşembe

Datça Belediye Başkanı Sayın Gürsel Uçar'a ziyaret

 Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cem Evi Yönetimi,  16 Eylül 2022 Cuma günü Datça Belediye Başkanı Sayın Gürsel Uçar’ı makamında ziyaret edip, Bu yıl gerçekleşen 12. Hızırşah Etkinliklerine vermiş olduğu destekten dolayı kendine plaket taktim edildi.

Datça Belediye Başkanı Sayın Gürsel Uçar ile gelecekte yapacağımız Cem Evi'mizin arsa sorun ve çözümleri üzerine karşılıklı bilgi alış verişinde bulunduk.




16 Eylül 2022 Cuma

Mehmet Alişimşek’in cenaze erkanı

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı  Datça Şubesi Cem Evin'de dün Ali Şimşek ve Serap Şimşek’in biricik oğulları Mehmet Alişimşek’in cenaze erkanı gerçekleştirdi. Veli Dedenin yürüttüğü cenaze erkanının ardından İskele Mahallesinde sırlanan Mehmet Ali Şimşek’in hayır lokması cem evimizde paylaşıldı. Tüm sevenlerinin başı sağolsun.

Devri Daim Olsun.










7 Eylül 2022 Çarşamba

Datça’da Hızır Şah Köyü’ndeki dergah onarılarak imam atandı

PİRHA- Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Datça Şube Başkanı Murat Yıldırım, vakıf çalışmalarını anlattı. Vakıflarında 70 aktif üye olduğunu belirten Yıldırım, pandemi nedeniyle kurslara ara verdiklerini söyledi. Yıldırım, Hızır Şah Köyü’ndeki dergahın 2. Mahmut zamanında kapatıldığını şimdi ise dergahın onarılarak zorla imam atandığını kaydetti. Yıldırım vakfın kütüphanesinde önemli kaynak kitaplar bulunduğunu da sözlerine ekledi.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Datça Şube Başkanı Murat Yıldırım, vakfın faaliyetlerine ilişkin PİRHA‘ya konuştu.

2010 yılından bugüne eski Alevi Bektaşi dergâhı olan Hızır Şah adına her yıl etkinlik yaptıklarını belirten Yıldırım, Bu yıl da bilim insanları, yazarlar, Alevi kurularının katılımıyla temmuz ayının son haftasında 3 gün süren etkinliğin 12’ncisini yaptıklarını hatırlattı.

“VAKIFA PASİF ÜYE DÜŞÜNMÜYORUZ”

HBVAKV Datça Şubesi’nin 70 üyesi olduğunu söyleyen Yıldırım, “Vakıf üyeleri birikimli olmalı, çevresi, ekonomisi olmalı, gönülden hizmet etmeli. Yani pasif üye vakıfta sıkıntı olur. Vakıf dernek gibi değildir hizmet vereceksin ki vakıf olsun, yani sende olursa vakıfta olur, yoksa vakıf, dernek gibi olur. Üye sayımızı istesek çoğaltabiliriz ama bir anlamı yok. Çok olan üye pasif üyedir biz bu şekilde üyelik düşünmüyoruz. Dernekler gibi 500-1000 tane üye olsa ne olur. Olduktan sonra bir anlamı yok o zaman, vakıf yaşayamaz” dedi.

“CEMEVİMİZİN DEDESİ YOK, CEMDE SEMAH DOĞAÇLAMA DÖNÜLÜYOR, KURS YOK”

HBVAKV Datça Şubesi/Cemevinin bir dedesi olmadığını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:

“Cemevimizin şu anda bir dedesi yok ama cemevinde de sıkıntı değil, çözüyoruz. Zakirimiz var, saz kursu veriyoruz. Gençlerimize ve yaşlılara da İngilizce kursu veriyorduk, fakat ara verdik. Semah kursumuz yok. Cemde semah ı2 hizmetten sadece biri olduğu için bizde cemde hizmet yürüten canlarımız genellikle doğaçlama döndüğü için kendi içimizde çözüyoruz.”

Ozanları anma günlerinde, Sivas, Maraş ve diğer katliamların yıldönümünde etkinlikler düzenlediklerini belirten Murat Yıldırım, “Her zaman değil ama cem erkanı yapıyoruz. Muharrem ayında pandemi nedeniyle cem yapmadıklarını ama daha öncesinde yaptıklarını, hem oruç açma lokması verdiklerini, aşure paylaştıklarını kaydetti.

“HIZIR ŞAH KÖYÜNDE BULUNAN DERGAHA ZORLA İMAM ATADILAR”

Yönetim kurulunda 2 kadın olduğunu ifade eden Yıldırım, “Datça’da gençlik yok. Burada bulunan Alevi yurttaşlarımız emekli olmuş, buralara yerleşmişler. Geçmiş dönemlerde 1826 yılından önce Hızır Şah Köyü ve Mesudiye bölgesi Aleviymiş. 2. Mahmut, dergâhları kapatınca Hızır Şah bölgesinde bulunan Aleviler sürgüne gönderilmiş. Kapatılan dergâh daha sonraları ziyaret olarak kalmış, sonrasında tadilat yapılıp, onarılmış ve dergâha zorla bir imam atadılar. Şimdi oraya cami yaptılar. Camiye Cumadan Cuma’ya gidiyorlar.” diye konuştu.

“KURSLARA ARA VERDİK”

“Vakfımızda kalıcı olması için bütün yapmış olduğumuz etkinliklerin panel, söyleşi ve sempozyumların el kitapçığını yapıyoruz” diyen Murat Yıldırım, müzik çalışması yapan, gençlere ve yaşlılara gönüllü olarak İngilizce dil kursu veren hocalarımız vardı ancak pandemi nedeniyle bir süre için ara verdik” dedi.

“VAKFIMIZ KÜTÜPHANESİNDE ÇOK ÖNEMLİ KAYNAKLAR VAR”

Cemevinde dede olmadığı için Hakk’a uğurlama erkanları için Marmaris’ten ya da Muğla’dan dede geldiğini söyleyen Yıldırım, şunları kaydetti:

“Kendi Alevi inanç ritüellerimize göre Türkçe olarak Hakk’a yürüme erkanlarımızı yapıyoruz. Hakk’a yürüme erkanını Türkiye’de ilk defa 1993 yıllarında İstanbul’da bulunan Binali Doğan dede Türkçe olarak yapmıştı. Kütüphanemize bazen Muğla Üniversitesi’nden gelip çalışmalar yapıyorlar. Alevilikle ilgili Hacı Bektaş’la ilgili kaynaklar var burada. Ayrıca eski Âşık Veysel Dernek Başkanı Hüseyin Özer’in tarafımıza gönderdiği ihsan Öztürk hocanın Âşık Veysel’in türkülerini notaya aldığı kitabın fotokopisini çekip insanlara dağıtacağız. Ayrıca Vakfımız kütüphanesinde çok önemi kaynaklar da var.”

Cebrail ARSLAN/MUĞLA

Datça Cem Evi'nden Datça Kaymakamı Mesut Çoban'a Teşekkür Ziyareti

 Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cem evinden Datça Kaymakamı Mesut Çoban’a Teşekkür Ziyareti.

HBVAKV Datça Şubesi Cemevi Yönetim Kurulu adına başkan Murat Yıldırım 2022 yılında yaptıkları etkinliklerinde kendilerine verdikleri destek ve katkılarından dolayı  6 Eylül 2022 tarihinde Datça Kaymakamı Mesut Çoban’a teşekkür ziyaretinde bulundular.

Ziyaretlerinde Datça Kaymakamı Mesut Çoban’a Teşekkür plaketi de takdim eden yöneticiler, yapacakları çalışmalarla ilgili olarak da fikir alışverişinde bulundular.



1 Eylül 2022 Perşembe

Datça Cemevi Eren Baba Etkinliklerine katıldı.

 Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cemevi yönetici ve üyeleri her yıl Ağustos ayının son perşembesi ( Bu yıl 25 Ağustos 2022) Sandras dağının zirvesinde bulunan Eren Baba türbesinde gerçekleşen Eren Baba etkinliklerine katıldılar.

Datça’dan sabah saat 8’de hareket eden ekip Gökçeova gölünde kahvaltı yapıp, Eren Baba ziyaretine geçtiler. Burda getirdikleri lokmaları Zakir İnci Kement’in duasının ardından paylaştılar.
Saat 17’de ise Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Köyceğiz şubesinin Aşure lokmasına katılan ekip, burda CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay’la da bir araya geldiler. Köyceğiz şubesinin Cemevi’ne bir an evvel kavuşması için gerekli çalışmalar hakkında fikir alışverişinde bulunan ekip Muğla İl Kültür Müdürlüğüne de Eren Baba etkinliğine gidip gelme noktasında araç desteği için de teşekkür ettiler


İBRAHİM Afadoğlu Eren Baba Yazar: 700. AĞUSTOS AYININ SON PERŞEMBE GÜNÜ

Türk Kültürü araştırmacısı Prof. Dr. Mehmet Kaplan (1915 – 1986)  "Her Türk şehrinde, hatta kasaba ve köyünde bir veya birkaç veli yatmaktadır. Onlar ilk Hıristiyan devletinin beşiği olan Türkiye'de İslâmiyet'i yerleştirmişlerdir. Bu manevi kuvvet temsilcilerine halk büyük bir saygı duymaktadır. Onlara ait pek çok menkıbe ve keramet anlatılmaktadır. Toprağı bu nevi insanlar ve onların menkıbeleri kutsallaştırmıştır. Bundan dolayı onların tarihi ve manevi fonksiyonlarını anlayan aydın, halk gibi değilse bile kendine göre onlara değer vermelidir. Batı medeniyeti, eski Türk velilerinin kerametlerinden çok daha akıl almaz, saçma hikâyelerden ibaret olan eski Yunan mitolojisine dayanmaktadır. 20. yüzyılın akılcı ve maddeci görüşüyle, Türkiye'yi asırlardan beri kutsallık duygusuyla yaşatan ve koruyan velileri inkâr ve ihmal edersek, pek büyük bir şeyi kaybetmiş oluruz." demektedir.

Prof. Dr. Mehmet Kaplan’ın dediği gibi Denizli ve köylerinde 105 türbe, 150’ye yakın yatır bulunmaktadır. Özellikle yatırların çoğu yüce dağların zirvelerindedir. Honaz Dağı’nın zirvesinde Çoban Dede, Baba Dağ’ın zirvesinde Eren Baba, Çökelez Dağı’nın zirvesinde Ellez Dede, Boz Dağ’ın zirvesinde Eren Dede, Elma Dağı’nın zirvesinde Süleyman Sarızeybek, Sandıraz Dağı’nın zirvesinde Çiçek Baba ve diğerleri gibi Denizli’nin bütün büyük ve küçük dağların zirvelerinde mutlaka bir eren, evliya yatırı bulunmaktadır. 

Halkın inanışına göre bu türbe ve yatırlar, köylerin ve topraklarının manevi bekçileridir. Bu kutsal kişiler, vatan tehlikeye düştüğünde, yaşadıkları zamanda olduğu gibi kimi zaman Çanakkale Savaşında, kimi zaman Kurtuluş Savaşında, kimi zaman Kıbrıs Savaşında bazı zaman da terörle mücadele eden ordumuza yardım ettiklerine inanılmaktadır.

Bu eren, evliya yatırlarından birisi de Sandıraz Dağı’nda bulunan “Çiçek Baba” yatırıdır. Yatır, dağın 2295 metrelik zirvesinde, 34 metre uzunluğunda ve 4 metre eninde, oldukça büyük bir yatırdır. Çiçek Baba yatırında, her yıl Ağustos ayının son Perşembe günü “Çiçek Baba Eren Günü”  törenleri yapılmaktadır. Bu törenlere Muğla, Aydın, İzmir ve Denizli’nin köy ve kasabalarından zaman zaman 5000-6000 insan katılmaktadır. Yatır etrafında 300-400 kurban kesilmektedir. Bu törenlerin 700 yıldan beri aralıksız olarak yapıldığı söylenmektedir. Bu törenlerin bir organizatörü yoktur. Ağustos ayının son Perşembe günü geldiğinde, yukarıda saydığımız illerden insanlar anlaşmış gibi büyük bir düzen ve intizam içerisinde törenlere iştirak etmektedir. 

2000 yılında yapılan bir araştırmaya göre Türk halkının % 52’sinin türbe ziyareti yaptığı, 2009 yılında yapılan diğer bir araştırmaya göre de halkın % 41’nin yılda en az bir kere türbeye gittiğini ortaya koymuştur. Bunun için Fransız Düşünür Edgar Morin “İnsanoğlu hem bilgedir, hem tuhaftır. İnsanca yaşaması için mantık kadar duyguya, bilim kadar efsaneye muhtaçtır." demiştir.

Bu yıl da Ağustos ayının son perşembe gününe denk gelen 26 Ağustos Perşembe günü, Sandıraz Dağı'nın zirvesinde Çiçek Baba Yatırı'nın etrafında yeni bir "Çiçek Baba Eren Günü" etkinlikleri düzenlenmiştir. Çiçek Baba Eren Günü etkinliklerine yukarıda saydığımız illerden büyük bir katılım sağlanmıştır. Bu etkinlikleri ulusal basın ve yerel basın kuruluşları da takip etmiştir. Pamukkale Üniversitesi, Başkent Üniversitesi gibi ülkenin önemli üniversitelerindeki akademisyenlerin de  belgesel çalışmaları yaptığı görülmüştür. Sandıraz Dağı Koruma Platformu ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı gibi sivil toplum örgütlerinin de Çiçek Baba Eren Günü etkinliklerine destek vermeleri gelecek açısından ümit vericidir. 

Prof. Dr. Mehmet Kaplan’ın söylediği gibi “20. yüzyılın akılcı ve maddeci görüşüyle, Türkiye'yi asırlardan beri kutsallık duygusuyla yaşatan ve koruyan velileri inkâr ve ihmal edersek, pek büyük bir şeyi kaybetmiş oluruz."  Sağlıklı, mutlu ve umutlu günler geçirmeniz dileklerimle…











Datça Cemevinden Muğla Valisi Orhan Tavlı’ya Ziyaret

 Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cemevi Yönetim Kurulu üyeleri 22 Ağustos 2022 tarihinde Muğla Valisi Orhan Tavlı’yı makamında ziyaret ettiler.

Bu seneki Etkinliklerine vermiş olduğu destekten dolayı Muğla Valisi Orhan Tavlı’ya teşekkür plaketi sunan yöneticiler, cemevleri ve sorunları, çözümler üzerine fikir alışverişinde bulundular.





33.ULUSLARARASI, 59. ULUSAL HACI BEKTAŞ VELİ ANMA ETKİNLİKLERİ

 33.Uluslararası, 59. Ulusal Hacı Bektaş Veli Anma Etkinlikleri Nevşehir’in Hacı Bektaş ilçesinde gerçekleştirildi.



Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Ve Köyceğiz Şubesi 33. Uluslararası 59. Ulusal Hacı Bektaş Veli Anma Etkinlikleri için bugün yola çıktı. 16-17-18 Ağustos  2022 tarihlerinde gerçekleşti.

16 Ağustos saat 11’de “DERGAHLARIMIZI GERİ VERİN” yürüyüşüyle başlayan etkinlik, paneller ve dinletilerle dolu dolu geçti.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cemevi ve Köyceğiz Şubelerinin Muğla İl Kültür Vakfının ulaşım ve konaklama desteğiyle katıldıkları etkinliğe bu sene de katılım yoğundu.


Laik Eğitim, Diyanetin Kaldırılması, Eşit Yurttaşlık, Dergahlarımızı Geri Verin, Diyanetin Kaldırılması temalarının işlendiği etkinlikte, katılımcılar Çilehane, Beş Taş, Hacı Bektaş türbelerini de ziyaret ettiler.
Sivas Katliamında yakılan ozanımız Hasret Gültekin’in de heykelinin açılışının yapıldığı etkinliğin son gününda Arif Sağ, Erdal Erzincan, Mercan Erzincan, Cihan Çelik, Belkıs Akkale’nin konseri gerçekleşti.

Datça ve Köyceğiz şubelerinin bu seneki ulaşım ve konaklamalarına destek veren Muğla İl Kültür Müdürlüğünden geldi. Şube yöneticileri desteklerinden ötürü Muğla İl Kültür Müdürlüğüne teşekkür ettiler.


























Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cemevinde Aşure Lokması paylaşıldı.

 Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cemevi Muharrem ayı sebebiyle 11 Ağustos 2022 tarihinde Aşure Lokmasını cemevinde paylaştılar. Yas-ı Muharrem sebebiyle hazırlanan Aşure lokmasının paylaşılmasından önce hazırlanan programı Şekip Taşpınar sundu. Datça Şube Başkanı Murat Yıldırım ve Datça Kaymakamı Mesut Çoban’ın konuşmalarının ardından zakir İnci Kement lokma duasını verdi. 


Yoğun bir ilginin olduğu Aşure lokmasına Datça İlçe Milli Eğitim Müdürü Bülent Aldal, Datça’daki bir çok sivil toplum örgütü, siyasi örgüt temsilcileri katıldı. 


Değerli Canlar,

Kerbelâ olayı aynı kabileden olan Haşim ve Umeyye (Emevi) ailelerinin çok eskilere giden rekabetine dayanıyor. Bu rekabet peygamberliğin Haşim’in torununa (Hz. Muhammed) gelmesinden sonra Emevi soyu tarafından düşmanlığa dönüştürülüyor.

Ebu Sufyan, Hz. Muhammed ile Ebu Sufyan’ın oğlu Muaviye, Hz. Ali ile Muaviye’nin oğlu Yezid ise Hz. Hüseyin ile uğraşıyor ve savaşıyor. Muaviye, Hz. Ali’ye karşı her türlü hileyi yapıyor (Sıffin Savaşı), Oğlu Yezid’in saltanatı için Hz. Hasan’ı zehirleterek öldürtüyor ve Yezid’in iktidarına engel olarak Hz. Hüseyin kalıyor.



Yezid’e biat etmeyip Mekke’ye giden Hz. Hüseyin’i Küfe’liler; Yezid’in eziyetlerinden, aldığı vergilerin ağırlığından şikâyet ederek Küfe’ye çağırdılar. Bu çağrı üzerine İmam Hüseyin aralarında aile fertleri, akrabaları ve yakın dostlarının da bulunduğu 72 kişilik bir kervanla yola çıktı. Bugün Irak sınırları içerisinde bulunan Kerbelâ’ şehrine vardıklarında Yezid’in adamlarınca yolu kesildi.

Yezid'in 30 bin kişilik ordusu  01 Muharrem günü Kerbelâ’da Hz. Hüseyin ve beraberindekilerin etrafını sarıyor ve Hz. Hüseyin’e Yezid’e biat etmesini teklif ediyorlar. Hz. Hüseyin teklifi kabul etmiyor. Muharrem ayının 7'inci günü Yezid’in Komutanı Ömer bin Sa'd çemberi daraltıyor ve kampın suyollarını kesiyor. Muharrem ayının 9'uncu günü kampın su kaynakları tükeniyor.

Tam 1342 yıl önce, Muharrem Ayı’nın 10. günü (10 Muharrem 61) (10 Ekim 680) Hz. Hüseyin ve beraberindeki 72 kişi Yezid’in orduları tarafından katlediliyor…680 yılının 10 Muharrem’inde Kerbela’da katledilen sadece peygamber evlatları değil insanlığın vicdanı ve adaletti.


Yezid ile Hz. Hüseyin arasındaki mücadele sanıldığı gibi bir “iktidar mücadelesi” değildir. Kerbelâ, İslam’ı; bir egemenlik, yayılma, güç, iktidar ve zenginlik vasıtası yapan ve İslam’ı; Arap bedevî kültürü haline getiren Emevilerin zulmüne, diktatörlüğüne ve kötülüğüne karşı Hz. Hüseyin’in biat etmeyişi, direnişi, karşı duruşu ve dik duruşu oluyor…



Hz. Hüseyin, Yezid’e biat etmesi gerektiğini söyleyenlere hak, adalet, iyilik ve doğruluk değerleri için evrensel yaşama duruşunu ve zulme karşı direnen bütün mazlumların ilham kaynağı ve manevi gücünü ifade eden şu sözünü söylüyor:

“...Nedir ki biat etmek? Eğilirsin olur biter. Her isteyen istediğine boyun eğdirirse, boyun eğmeyenlerin hali nice olur? Sanılmasın ki boyun eğmemek bir kibir işidir. Ben de boyun eğerim. Ama bilirim ki, Yezid’in önünde eğilirsem eğer, zalimlik azalmaz, çoğalır.

Bana ‘inat etme’ dersiniz. Peki, Yezid biat etmem için neden bu kadar inat etmektedir? Çünkü o güçlüdür. Gücünü de senin gibi kumandanların ordularından almaktadır.

Sanılmasın ki kibrimden dolayı boyun eğmiyorum Yezid’e. Ben, benden sonra gelecekleri düşünerek, bir insanın ne kadar güçlü olursa olsun, yine de gücünü kıracak birilerinin şu dünyada var olabileceğini göstermek istiyorum.”

Sonra, Yezid’in ordusuna döner ve “Düşünün!” diye seslenir Hz. Hüseyin; “Düşünün! Ben neden buradayım?” 

Hz. Hüseyin’in verdiği mesaj, halen günümüzde de geçerliliği koruyor. Ancak günümüzün Yezid’leri Hz. Hüseyin’in hak ve hukuk mücadelesinin bu evrensel mesajını bir türlü anlayamıyor çünkü Kerbelâ’dan sonra Emeviler, İslam’ı Emevi - Arap kültürüne büründürüp bu kültürü Müslümanlara din olarak sundular.

Yezid; Müslümanlar Kerbelâ’yı anmasın, hatırlamasın, oradaki haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği, Emevilerin kisrâ yaşantısını, şatafatını, lüksünü ve ihanetinin sorgulamasın diye Müslümanları İslam’dan uzaklaştırdı… Ve o günden sonra İslam dünyası İslam ‘sız bir Müslümanlık yaşamaktadır.


Yezid, kendisini galip zannediyordu. Ancak bugün Yezid, lanetle, Hz. Hüseyin ise dualarla anılıyor…

Kerbelâ, günümüzde evrensel hak ve hukuk direnişinin bir sembolüdür.

 

Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı

Datça şubesi – Cemevi

Başkan

Murat Yıldırım