Alevilik Öğretisi

ALEVİLİK ÖĞRETİSİ

Alevilik Nedir:
İnsanı merkezine koyan, (İnsanı merkez alan) Anadolu' ya özgü, eşi ve benzeri olmayan bir felsefe, bir inanç, bir yaşam biçimi, bir kültür, bir öğreti ve hatta bunların tümünü de aşan bir toplumsal olgudur.


Aleviliğin Oluşumu :

Aleviliğin oluşumu ile ilgili olarak iki farklı görüş bulunmaktadır.

Birincisi ;

Aleviliğin İslamiyetle birlikte başladığı
ve Hz.Ali ve onun soyundan gelen imamlarla
birlikte Aleviliğin oluştuğu şeklindeki görüşdür.Hz. Muhammed' in , ölümünden sonra damadı ve amcasının oğlu olan Hz.Ali' nin halife olmasını vasiyet ettiği bilinmektedir. Ancak bu vasiyetin
uyulanmamasıyla başlayan sürtüşmeler
Hz.Ali' nin ve oğulları Hasan ile Hüseyin' in
öldürülmesinin de içerisinde yer aldığı
olaylarlasürmüş ve İslamiyet deki büyük
ayrılığı başlatmıştır. Bir tarafta, Hz.Ali ve onun ehlibeytine bağlı olan insanlar ki bunlar Aleviler,Diğer tarafda ise Muaviye ve onun oğlu Yezit tarafında yer alan sünniler yer almışlardır.Yalnız burada Hz. Ali ve Ehlibeyt inin yanında yer alan ve İslamiyet içerisinde Şİİ olarak bilinen bir grup bulunmaktadır ki (Örn. İran) bunların İslamiyet, Hz. Ali ve Ehlibeyt e bakış açısı, yorumlama şekli ile Anadolu ve Balkanlarda bulunan Alevi-Bektaşilerin İslamiyete, Hz.Ali ve Ehlibeyt e bakış açıları ve yorumlama şekilleri birbirinden farklıdır. Örnek: Bir tarafta Şii olan ve katı İslam anlayışını uygulayan İran İslam Cumhuriyeti ve diğer tarafta Türkiye Cumhuriyetindeki uygulamaları bile reddeden, katı bulan Modern Anadolu Alevileri İran örneğinde olduğu
gibi Şiilerin İslamiyete bakış açıları
bilinmektedir. Konuyu daha iyi anlamak için
Alevi-Bektaşilerin İslamiyete bakış
açılarını ve Anadolu Aleviliği konusundaki
açıklamaları okumak gerekmektedir.


İkinci Görüş ;

Aleviliğin oluşumu hakkında ortaya atılan
ikinci görüş ise, Orta Asya' dan göçe başlayan şaman Türkler, yüzyılar süren bu göç esnasında karşılaştıkları yerlerdeki dinler ve kültürlerle birlikte Anadolu' ya gelirler. Anadolu' ya geldiklerinde burada bulunan yerli kültür ve dinlerin de etkisin içinde bulunduğu bir ortak Anadolu sentezi oluştururlar, buna da Anadolu Aleviliği denir. Bu oluşturulan sentezin içinde İslamiyetin şii unsurları ile birlikte, zerdüşlük, Budizim, Mani dini, Yahudilik ve çoğunlukla da şamanizm in etkileri gözükür. Orta Asya' nın Kam'ı Anadolu' da DEDE olur, Davulu SAZ olur. İkinci görüşe göre Alevilik, sadece bir inanç değil aynı zamanda bir kültür , bir yaşam biçimidir.

ALEVİLERDE TOPLUMSAL YAŞAM:

Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz Yunus Emre Alevilik dünyaya hırsla, kinle değil hoşgörü ile bakar. Dünyanın tüm insanlığın malı olduğuna inanır. Dünya nimetlerinden tüm insanların eşit olarak faydalanmasından yanadır. Alevilik barıştan, kardeşlikten yanadır. Ona, şiddet uygulayanlara karşı bile Yunusca davranmış, asla şiddet uygulamamışlardır. Onlar; "Vurana elsiz gerek Sövene dilsiz gerek" sözünü hayatlarının pusulası yapmışlardır. Aleviliğin gözünde 72 millet birdir. Yunus'un dediği gibi: "Dünya benim rızkımdır, Halkı benim halkımdır." diye düşünürler.

Aleviliğin Tarihsel toplumsal Gelişimi:

Aleviliğin tarihi, İslamiyet'in ilk yıllarına dek uzanır. İslamiyet'in dünya üstünde yayılması için Tanrı Hz. Muhammet'i 41 yaşında Peygamber olarak görevlendirmiştir. Hz. Muhammet, şimdiki Arabistan yarımadasında Mekke'de MS. 571 yılında doğmuştur. Hz. Muhammet'in babası Abdullah'ı küçük yaşında kaybetti. O'nu önce dedesi Abdulmutalip sonra ise amcası ve Hz. Ali'nin babası Ebu Talip büyüttü. Hz. Muhammet İslamiyet'in yayılması için her tür zorluğa karşı çok çalıştı. Allah'ın son peygamberi 632 yılında 61 yaşında iken vefat etti

Aleviliğin Temel Kurumları :

Ali ve Oya'nın İstanbul'a gittiklerinin beşinci günü idi. Babası, onları anneleri ile birlikte dergahtaki cemevine götüreceğini söyledi. Dergaha geldiklerinde herke temiz giysilerini giymiş, dergahın bahçesinde cemin başlama saatini bekliyordu. Cemevi kubbeli, yuvarlak bir yapı idi. Kadın, erkek ve çocuklar birlikte oturuyorlardı. Cemevinin duvarlarında başta Hz. Ali olmak üzere bazı isimler ve anlamlı sözler asılıydı. Dede ile birlikte yanında bağlama çalan iki kişi daha geldi ve kapının tam karşısındaki herkesin görebileceği yüksek yere oturdular. Kapı eşiğinde giren herkes yeri niyaz edip, geçip boş buldukları bir yere kadın, erkek, çocuk birlikte oturuyordu. Dede, gelenlerin dualarını kabul edilmesi, niyetlerinin yerine gelmesi için dua okuyarak ibadeti başlattı. Duanın ardından bağlama ile birlikte nefesler söylenmeye başlandı. Bağlama ile çok nefesler okunuyordu. Zaman zaman çoğu anne baba ve teyzeler ağlıyordu. Cemin yarısında amca ve teyzeler ortadaki boş yere çıkıp ayakta biraz durduktan sonra yine bağlama eşliğinde semah döndüler. Dede, cemde görev yapan abla ve abilere tek tek dualar okudu. Cemin sonunda dede tüm ceme katılanlara dua ederek cemi bitirdi. Cem başlayınca dizlerimizin üstünde oturmuştuk. Zaman zaman da dedenin işareti ile yüzüstü yere eğilerek secde ediliyor. O sırada dede dua ediyor. Tüm cemdeki insanlar ise; "Allah, Allah" diye topluca duaya eşlik ediyorlardı.

Alevilikte Kutsal Günler :

Diğer dinlerde olduğu gibi Alevilik'te de kurban kesme geleneği vardır. Kurban kesme geleneği, kaynağı Hz. İbrahim ile ilgili anlatılan bir söylenceye dayanır. Hz. İbrahim gördüğü rüya üzerine oğlu İsmail'i Allah'a kurban edeceğine söz verir. Allah'a verdiği bu sözü yerine getirirken Cebrail kanalı ile kendisine gökyüzünden bir koç iner. O zaman Hz. İbrahim oğlu İsmail'i kurban etmekten vazgeçer, koçu kurban eder. Alevi geleneğinde de insanların canına malına bir kötülük gelmemesi için kanı akıtılması gereğine inanılır. Bu nedenle Kurban Bayramı dahil kutsal günlerde koç kurban edilir.

Alevilikte Tanrı İnancı :

Alevilik'te Allah korkusu yoktur. Allah2a yapacağı kötülüklerden dolayı inanılmaz. Allah inancı vardır. Din korkusu, cennet, cehennem korkusu yoktur. Herşey insandadır. Kuran'ın Bakara suresinde Tanrı'nın dediği gibi; Tanrı insana şahdamarından daha yakındır. "Size şahdamarımdan daha yakınım" Bakara Suresi Herşey insandadır. Her şey insanın kalbinde saklıdır. " Hak ademdedir" Ademden başka yerde Tanrı 'yı aramak boşunadır. "İnsan kıbledir." Pir Sultan Abdal'ın dediği gibi "İnsan secde edilecek makamdır, mihraptır." Alevilere göre; "İnsan konuşan Kuran'dır" Hz. Ali " ben Kuran-ı Natık'ım." Yani " konuşan Kuran'ım" demiştir.



Halk Ozanlarının Kardeşliğe Katkıları :


Bazı dinsel anlayışlar, müziği, şiiri, resim yapmayı yasaklamıştır. Alevilik hiçbir sanata karşı değildir. Alevilerin ibadeti olan cem; bağlama ile, şiir ile, müzik ile yapılır. Müziksiz, şiirsiz ibadet yapılmaz. Bağlama sazının cemde bulunmasını eleştirenlere onda şeytan var diyenlere bakın bir halk ozanımız ne demiş: "Telli sazdır bunun adı Ne ayet bilir ne kadı Bunu çalan anlar kendi Şeytan bunun neresinde Venedik'ten gelir teli Ardıç ağacından kolu Be Allah'ın sersem kulu Şeytan bunun neresinde..." Aşık Dertli Alevi cem ibadetlerinin vazgeçilmez aracı olan saza ( bağlamaya ) o denli önem verilir ki, bağlamayı kullanmak için asılı olduğu yerden alıp çalmak isteyen ona niyaz eder, onu kutsar. Bağlama kutsanarak ona "telli Kuran"denir. Halk ozanları tüm sanat dallarındakiler gibi insan sevgisi ile dolu kişilerdir. Halk ozanının insan sevgisi coğrafya, dil, din, ırk, cinsiyet farkı ile sınırlı değildir. Onlar dünya insanlığının kardeşliği için çalışan insanlardır. Bakın bir halk ozanı insan sevgisi ile ilgili duygularını, düşüncelerini nasıl ifade ediyor: "Ben geldim dava için Benim işim sevi için Gönüller dost evi Gönüler yapmağa geldim." Yunus Emre

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder