DATCA'DA AŞURE LOKMAMIZI PAYLAŞTIK. Programa Datça Kaymakamı Hamdi Üncü, Datça Belediye Başkanı M. Şener Tokcan, Datça Emniyet Müdürü Cüneyt Bilgin, Yüksek Okul Müdürü Doç. Dr. Yaşar Ayrancı, CHP İlçe Başkanı Ömer Akdeniz, HdP, İşçi Partisi temsilcileri, Datça Belediyesi Encümen üyeleri İnci Bilgin, Hayriye Balkan, Can Canbey, Esat Akın, Gökhan Sağır, Kent Konseyi Başkanı Orhan Keskinsoy, Kadın İşgücü Derneği, Emekli Sen. Datça Temsilciliği, Datça Pir Sultan Abdal Derneği Yön. K. üyeleri ve başkanı, Müzik Sevenler Derneği, Datça Belediyesi Halkla İlişkiler ve Basın Müdiresi Özlem Caner, Mülkiyeliler Birliği Başkanı Aydın Erdoğan katıldı. Bugün burada toplanmamızın nedeni (miladi 1334, hicri 1370) yıl önce, yüce Peygamberimizin torunu, ciğerparesi İmam Hüseyin’in Kerbela’da Muharrem ayının onuncu gününde (aşure günü) Muaviye’nin oğlu Yezit’in 5000 kişilik ordusunun saldırısı sonucu başı kesilerek şehit edilişidir. O zaman Emevi saltanatının başında bulunan Yezit, saltanatı için tehlikeli gördüğü İmam Hüseyin’i ortadan kaldırmayı planlar. Kerbela önüne gelen orduya “Ben Kerbela’yı değil Hüseyin’in başını istiyorum.” der. Kerbela kuşatılır, Fırat kıyıları işgal edilir, susuzluktan feryat eden Kerbela halkının bu feryadına dayanamayan İmam Hüseyin “Bu zulüm ve fesat hükümetine ben biat etmeyeceğim, nereye gidersem gideyim, nerede olursam olayım beni öldüreceklerini biliyorum.” der. Yezit’in 5000 kişilik ordusuyla savaşa girer. O gün yani muharrem ayının onuncu günü (aşure günü) Kerbela meydanında yetmiş iki genç ve İmam Hüseyin’in başı kesilerek şehit edilir. İmam Hüseyin’in kesik başını yezit askerleri top yapıp meydanda tekmeleyerek oynadılar. İmam Hüseyin daima haksızlıklara karşı çıkmış, zalime karşı mazlumun yanında yer almıştır. Buna rağmen onun bu şekilde şehit edilmesi sevenleri tarafından asla unutulmayacaktır. 1370 yıldır bütün İslam dünyasında milyonlarca ehli-beyt yanlıları tarafından sevgiyle anılır ve matemi tutulur. Tarih boyunca İmam Hüseyin’e gösterilen bu sevgi hiçbir lidere, hiçbir öndere, hiçbir evliya ve erene gösterilmemiştir. Bu günde din adına, Allah adına hükmettiğini ifade edip Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren IŞİD terör örgütü, yezit gibi mazlum ve masum Müslümanların kanını dökmektedir. Allah yaptıklarından habersiz değildir. Buna rağmen ülkemizde hala cem evlerinin yasal statü kazanmaması utanç verici bir durumdur. Gerek bin yıllar evvel ve gerekse günümüzde inancından ötürü yok sayılan bizler yani alevi toplumu bu ulusun asil evlatları, asli unsurları Aleviler kendisine yapılan haksızlıklar nedeniyle devletine baş kaldırmamışlardır, Yasalara saygılı olmuşlardır.Ancak kendi ülkesinde inançları gereği özgürce ibadetlerini yerine getirememektedirler.Buna rağmen bazı Avrupa Devletleri Alevi toplumunun inançlarını daha özgürce yerine getirebilmeleri için yasalar çıkarmaya başlamışlardır Bu doğrultuda, Türkiye’de Alevilik tanınmazken Almanya’da ve Avrupa diğer ülkelerinde Alevilere diğer inanç guruplarıyla eşit statü tanınmıştır. Buna rağmen ülkemizde hala Cem Evlerinin yasal statü kazanmamamsı utanç verici bir durumdur. Değerli Canlar bin yıllık acıyla tuttuğumuz yas orucumuzu, Hak kabul eylesin.Aşure günümüz de niyazımız odur ki,mazlum kanı artık akmasın. On iki gün boyunca dua sohbetleriyle bize eşlik eden kurum Dedemiz NİHAT YOLERİ’ YE ve Zakirlik yapan DURSUN ALABIYIK’A ayrıca 12 gün boyunca oruç Açma yemeği, Aşure lokması veren canlara, yönetim kuruluna, eşime, gönüllü olarak hizmet eden bacılarımıza, matem ayında her akşam bizi yalnız bırakmayan tüm canlara şükranlarımızı sunarız. Yönetim Kurulu Adına Murat YILDIRIM |
7 Kasım 2014 Cuma
DATCA'DA AŞURE LOKMAMIZI PAYLAŞTIK
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder