27 Ocak 2022 Perşembe

Datça'da Uğur Mumcu, Ölümünün 29'uncu yılında unutulmadı...

 DATÇA CEMEVİ UĞUR MUMCU’YU ANDI 

24 Ocak 2022 Pazartesi günü Hacı Bek­ta­şı Veli Ana­do­lu Kül­tür Vakfı Datça Şubesi Başkanı Murat Yıldırım Uğur Mumcu'nun 28.Ölüm yıldönümü nedeniyle Cemevinde basın açıklamasında bulundu




HACI BEKTAŞI VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI

DATÇA ŞUBESİ CEMEVİ BASIN AÇIKLAMASI

 

Kıymetli yurttaşlar, değerli canlar,

Bugün 24 Ocak; Teröre karşı, karanlığa karşı, demokrasi için, aydınlık için kalemiyle fikirleriyle mücadele eden Uğur Mumcu’nun katledilişinin 29. Yıl dönümü. Atatürk ilkelerini ve Türkiye’nin bağımsızlığını tutkuyla savunan Uğur Mumcu hepimizin bildiği gibi bir yurtseverdi.

22 Ağustos 1942’de Kırşehir’de doğan Uğur Mumcu’nun çocukluğu Ankara’da geçti. 1962’de Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan “Türk Sosyalizmi” başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülünü aldı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki öğrencilik yıllarında öğrenci derneğinin başkanlığını üstlendi. Mezun olmasının ardından bir süre avukatlık yaptı. 1965’te Yön Dergisi’ndeki yazılarında Atatürk ilkeleri ile tam bağımsız bir Türkiye’yi savundu. 1968 yılında dil öğrenimi için İngiltere’ye gitti.

12 Mart’ın kısmi darbe günlerinde gözaltına alınan Mumcu, “Orduya hakaret” ettiği iddiasıyla tutuklandı ve bir yıla yakın Mamak askeri cezaevinde hapis yattı. Mahkûmiyet kararı Yargıtay tarafından bozulunca serbest kalmasının ardından 10 Ekim 1972’de askere alındı. Tuzla Piyade Okulu’ndaki eğitimin ardından “kötü hal ve düşünce sahibi” olduğu iddiasıyla er çıkarıldı. Askerliğini piyade eri olarak Ağrı Patnos’ta tamamladı. O artık “sakıncalı piyade” idi.

Uğur Mumcu Terör örgütü PKK ile Kürt sorununu birbirinden ayırıyordu. Yarım kalan son çalışması Kürt Dosyası’nı, bu bakış açısı üzerine kurmuştu. Irkçılığa, dinciliğe, mezhepçiliğe karşı çıkar, Aydınlanma Devrimi'ni savunurdu.

Uğur Mumcu devlet içindeki İslami Hareket, Gülen örgütlenmesi ve Hizbullah'ın varlığından söz eden ilk gazeteciydi. Ve ne yazık ki; 24 Ocak 1993 Pazar günü daha sonra İBDA-C ve Hizbullah tarafından üstlenilen suikastla, Çankaya-Gaziosmanpaşa’da evinin önünde arabasına konulan bomba ile öldürüldü.

Ancak üstünden 29 yıl geçmesine rağmen Mumcu kadar Türkiye’yi de hedef alan bu korkunç cinayetin üzerindeki sis perdesi hâlâ kalkmamıştır.

Mevcut iktidarca oluşturulan korku ortamında Uğur Mumcu gibi cesur kalemlere daha çok ihtiyaç vardır.

Kanlı 1 Mayıs'ları, Kahramanmaraş'ı, Çorum'u, İzmir İnciraltı katliamını, Sivas Madımak'ı, Gazi Mahallesi'ni unutmamalı… Doğan ÖzÜmit Kaftancıoğlu, Hamit Fendoğlu, İlhan Darendelioğlu, İlhan Erdost, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Vedat AydınMehmet SincarGaffar OkkanHrant DinkNecip Hablemitoğlu cinayetlerini işleyen tetikçilerin kimler tarafından korunup kollandığını iyi anlamak gerekmektedir.

Bu ülkenin geleceği onurlu, namuslu, cesur kalemler karanlık kesimlerce hep hedef alındı. Çok insanımız öldürüldü. Yaşamları karartıldı. Aileleri acılar çekti. Çocuklar babasız kaldı. Çok canlar yandı. Ancak, doğru bildikleri yolda, aydınlık ve ışık peşinde koşarken katledilenlerin fikirleri asla öldürülemedi, yok edilemedi. Daha da büyüdü. Onların demokrasi mücadelesi, cesareti ve dürüstlüğü genç kuşaklara örnek oldu.

Bunca katliamın, cinayetin, devlet içinde yuvalanmış karanlık güçlerce dün olduğu gibi bugün de üstlerinin örtülmesi düşündürücüdür.

Aydınlarımızın ve gençlerimizin kanından beslenenleri gün ışığına çıkarmak Tarih’in değil, devletin görevidir. Devleti yönetenler önlerinde yükselen bu utanç duvarını aşmak zorundadırlar.

Değerli Canlar,

Yıllar evvelinden bugünü anlatan yazılarıyla kalemi güncelliğini koruyan; aydın, demokrat, cumhuriyetçi, laik ve Atatürkçü kimliği ile saygın bir kişilik, cesur bir gazeteciyi Uğur Mumcu'yu ve tüm demokrasi şehitlerimizi bir kez daha saygı, rahmet ve özlemle anıyoruz...

 

HACI BEKTAŞI VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI DATÇA ŞUBESİ CEMEVİ BAŞKANI

MURAT YILDIRIM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder