Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cem Evinde Mayıs’ın Solan Gülleri ve Âşık Mahzuni Anması
1
Mayıs 1977 yılında Dünya Emek ve Dayanışma Bayramı
kutlaması için yüzbinler Taksim meydanında toplanmış, kutlamalar coşkuyla
yapılıyorken gizli bir elin hazırladığı saldırı planı sahneye kondu, alanın
çıkışları kapatılarak bir çok noktadan emekçilere saldırı başlatıldı. Bu
saldırıyı ayrıntılı biçimde anlatmak zaman alacaktır. Sonuç olarak;5 Kişi
ateşli silahla,1 kişi panzer altında kalmak suretiyle ve 28 kişi yaşanan panik
nedeniyle ezilerek, toplam 34 işçi yaşamını yitirdi ve 126 işçi yaralandı. Bu saldırıyı kimlerin düzenlediği bu güne kadar
aydınlatılamadı ya da aydınlatılmak istenmedi. O kahrolası gün hep içimizi
acıttı ve acıtmaya devam edecektir. O gün kaybettiğimiz 34 canı saygıyla,
minnetle anıyor, bulutların ötesine onlar için kırmızı karanfiller
gönderiyoruz. Bu katliamı kugulayan ve uygulayanları da nefretle lanetliyoruz.
4
MAYIS .1979 yılı yerel seçimlerinde diğer partilerin aldığı
toplam oydan
daha fazla oy alan Fikri SÖNMEZ ( Terzi Fikri) Belediye Başkanı oldu. Fikri
SÖNMEZ Sol- Sosyalist harekattan geldiği için yerel Belediyecilik alanında;
alışılagelmişin dışında yaptıkları o dönemin iktidarını çok rahatsız ediyordu.
Gazetecilerin dönemin Başbakanı Süleyman DEMİREL’e ; “Çorum’da neler oluyor?”
sorusuna Demirel’in “Siz Çorum’u bırakın, Fatsa’ya bakın” cevabını vermesi ne
kadar rahatsız ve huzursuz olduklarının bir göstergesidir. Bu rahatsızlık
sonucu 11 Temmuz 1980 tarihinde Fatsa’ya yönelik Askeri operasyon başlatıldı, Fikri
SÖNMEZ tutuklandı ve
aylarca işkence edildi.
Daha sonra 12 Eylül darbe sürecinde bulunduğu Cezaevi direnişlerine öncülük etti. Yaşam
boyu kesintisiz süren mücadele sonucunda bedeni iflas etti ve 4 Mayıs
1985 yılın da Amasya cezaevinde yaşama veda etti. Aradan 37 yıl geçmesine rağmen toplum Terzi Fikriyi
hiç unutmadı, unutmayacak. Anısı ve yaptıkları önünde saygıyla, minnetle
eğiliyorum.
6
Mayıs bolluk ve bereketin simgesi Hıdırellez kutlamasının
yapıldığı gündür. Aynı zamanda
6 Mayıs 1972 sabaha
doğru 02 - 04 arası; Ulucanlar Cezaevinde, üç fidanın; Deniz GEZMİŞ, Hüseyin İNAN ve Yusuf
ASLAN’ın katledildiği gündür. Onlar yoksul halktan ve emekten yana tavır
koyan, Emperyalizme hayır diyen, kendilerine mutlu ve huzurlu bir yaşam kurma
projesi yapmak yerine, yaşamlarını emekten yana mücadeleye adamayı tercih
ettiler. Onlar 6.Filo Askerlerini Denize döktükleri için İdam edilirken, 6
Filoya karşı namaz kılanlar ( Yılar sonra kendi itiraflarıdır.) ve bu eylemi
koyan Devrimcilere saldıranlar bu gün iktidarın bütün olanaklarından
yararlanarak saltanatlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Bu ne yaman bir
çelişkidir. Can YÜCEL;
En uzun koşuysa elbet
Türkiye de devrim
O, onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez luverin namlusundan fırlayarak...
En hızlısıydı hepimizin
En önce göğüsledi ipi..
Acıyorsam sana anam avradım olsun
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun...
Diyerek
Denizi ve
arkadaşlarını anlatıyor. Bu ülkenin Devrimcileri ve aydın yüzlü
insanları olarak; katledilişlerinin 50.yılında ve sonraki yıllarda üç fidanı
unutursak kalbimiz kurusun. Mücadeleleri yolumuzu aydınlatıyor, aydınlatmaya
devam edecek.
.5 Mayıs
2011 tarihinde üç fidanın Halit ağabeyileri ( Av. Halit ÇELENK) yaşama veda
etti. Büyüğüm ve meslekdaşım Halit ÇELENK'i en derin saygı
ve minnet duygularımla
anıyorum.
.17 mayıs
2002 tarihinde aramızdan ayrılan Mahzuni ŞERİF’i ölümünün 20.yılında anmadan
geçemeyiz.1950 li yıllarda Radyolarda Amerika Birleşik Devletleri için
methiyeler dizilirken;”Defol git
benim yurdumdan/ Amerika Katil katil”
diyerek Emperyalizmin gerçek yüzünü teşir eden,üç fidanın asılmasına karşı
olduğunu sazıyla sözüyle dile getiren(
Musa isen turi sinan/haktan gelmişidi inan/Yesin seni yılan çiyan/ Erim Erim
eriyesin/sürüm sürüm sürünesin),İbrahim KAYPAKKAYA’yı ihbar eden öğretmeni
saz ve sözüyle(Tuh Allah belanı versin Cafer Cafer)
lanetleyen, yaşam boyu baskı ve sömürüye karşı eğilmeden bükülmeden karşı duran
çağımızı Pir Sultanı Aşık Mahsuni Şerif’i saygı ve minnetle anıyoruz. Biraz
sonra sanatçı arkadaşlarımız onun eserlerini bizlere seslendirecekler. Dinleti
bize onu daha iyi anlatacaktır.
18
MAYIS.Altmışlı yıllarda Öğretmen okullarında başarılı olan
öğrenciler seçilerek yüksek öğretmen okuluna gönderilirdi. İşte İbrahim
Kaypakkaya da bu yolla seçilerek Çapa yüksek Öğretmen okulunda okuma hakkını
kazanmış başarılı öğrencilerden biridir.
İbrahim Kaypakkaya kısa süre
sonra Devrimci hareketin önde gelen isimlerinden biri
oldu.24 Ocak 1973 yılında Çemişgezek İlçesinde çıkan bir çatışma da yaralanır.
Saklandığı Köyde bir öğretmen tarafından ihbar edilerek yakalanır. Yaralı ve
çıplak ayakla yürütülür. Uyutularak donan ayakları kesilir. İşkence süresince ağzından
hiçbir bilgi alınamaz ve 18 Mayıs 1973 tarihinde yaşamını yitirir. Babası
parçalanmış cesedini bir torbaya koyar, bir hamal ile anlaşır. Hamal bu ağır
yükün ne olduğunu sorduğunda; Babası “ Oğlum solcuydu, işkencede öldürüldü,
torbada onun cesedi var” deyince hamal yaşlı gözlerle “Amca yükün çok ağır, ben
senden para alamam” der ve ağlayarak uzaklaşır. Katledilmesinden buyana 49 yıl
geçmesine rağmen mezarının ziyaret edilmesi sakıncalı görülen “Ser verip sır
vermeyen yiğit” İbrahim KAYPAKKAYA’yı saygıyla anıyor, anısı önünde saygıyla
eğiliyorum.
.18 Mayıs 2009 tarihinde aramızdan ayrılan; tıp
alanında Lepra (Cüzzam)ile yaptığı mücadelesi ve Anadolu’nun yoksul kız
çocuklarını eğitimle buluşturması ile gönlümüzde taht kuran Prof.Dr.Türkan
SAYLAN’ın anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
.22 mayıs 2014 yılında Ok Meydanı Cem
evinde Polis kurşunu ile katledilen Uğur KURT’u sevgiyle özlemle anıyoruz.
.28 Mayıs 1980 tarihinde başlayıp aynı
yılın Temmuz ayına kadar devam eden Çorum katliamını burada hatırlatıyor, bu
kanayan yarayı zaman darlığı nedeniyle ayrı bir zaman diliminde, ayrı bir
başlık altında kapsamlı biçimde masaya yatırmanın daha doğru olacağını
düşünüyoruz ve Çorum katliamında yitirdiğimiz
canlarıda saygı ve minnetle anıyoruz.
.31 MAYIS.Bundan 51 yıl önce 31 Mayıs 1971
tarihinde Nurhak dağlarında Köylülerin ihbarı sonucu çıkan çatışmada katledilen
Sinan CEMGİL, Kadir MANGA ve Alpaslan ÖZDOĞAN’ı da unutmadık, unutturmayacağız. Oğlunun cesedini
almaya gelen Sinan CEMGİL’in Annesi; oğlunu ihbar eden Köylülere ; “Bu oğlum Sinan. Bunlar da onun arkadaşları
(Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan), kardeşleri.
Onlar da oğullarım.
Bu çocuklar, bu oğullar; bu ülkeyi, halkı, sizleri
sevdiler.
Başka bir istekleri yoktu.
Her biri birer dehaydı.
Her biri üstün zekalı güzel çocuklardı.
Dileselerdi, düzenin adamları olsalardı, şimdi burada
cansız yatmazlardı.
Birer milyoner olurlardı.
Ama onlar, halkı, sizleri sevdiler.
Sizin sorunlarınızı omuzladılar.” diyerek
hem acısını hem sitemini dile getiriyor. Şimdi onlar gönlümüzde yaşıyor ve
yaşamaya devam edecektir.
.Son olarak 28 Mayıs 2013 tarihinde
başlayan Gezi direnişinde hayatını kaybeden Abdullah CÖMERT (3 Haziran 2013 Antakya. Başından aldığı darbe
sonucu .),Mehmet AYVALITAŞ (2
Haziran 2013 İstanbul. Otobanda araba çarpması sonucu),Ahmet ATAKAN (Antakya. Polis tarafında kafasına gaz fişeği
vurulması sonucu çatıdan düşerek) ,Medeni
YILDIRIM (Lice .Asker ateşi sonucu) ,Berkin
ELVAN (İstanbul .16 Haziran. Polis gaz fişeği ile vurularak),Ali İsmail KORKMAZ ( Eskişehir.
Dövülerek),Mustafa SARI(Adana. Polis
memuru. Üst geçitten düşme sonucu),Ethem
SARISÜLÜK(Ankara. Polis tarafından vurularak) katledildiler. Anılarına
saygıyla. Mayıslarda başka acıların yaşanmaması dileğiyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder