İstanbul'dan bildirmenin hüznü içerisindeyim ama her gidişin bir dönüşü var değil mi? 'Ayşe ne güzel gezdin' diyorlar bana, oysa ülkem güzel. Gezilecek görülecek daha onlarca köşesi var; sizin durduğunuz ve hep aynı yerlere gittiğiniz kabahat. Bu kez Bördübet, Datça, Hisarönü yaptım altı günde. İşin sırrı; küçük ve kolay toplanan valizde. Üç gün Bördübet, iki gün Datça, Datça'dan Dalaman'a uçağa gitmek eziyet olmasın diye de arada bir gün Hisarönü.
Pazar yazımda Bördübet'i yazmıştım. Şimdi sıra Datça'da. İlk gidişim Datça'ya. Şöyle yazıyordu Eski Datça'daki Can Yücel'in evinin kapısında:
'Sorulu cevaplı
Ne harika yer burası!
Nereden buldun bu Datça'yı
Elimle koymuş gibi buldum
-Can Yücel.'
Biz iki kız Bördübet'ten bindik arabaya, yolda ille de yörenin en iyisi Mavi Pide'ye uğramak gerekirmiş; geri kalır mıyız, uğradık tabii... Ağaçların altında oturduğunu şirin bir yer, pideleri incecik ve çıtır çıtır. Sonra ver elini Datça. Tabii otelimizden önce denize girmek için soluğu Kızılbük'te aldık. Yeşille mavinin buluştuğu nokta burasıdır işte. Ardından ver elini hemen yandaki Hayıtbükü'nde güneş batırmaya. Kumsala atılmış bir masa, güneş olmuş kızıl, pembe, deniz çarşaf, ortam sakin. Büyülü müdür nedir...
Datça'nın yolları da bir âlem. Dön baba dönelim. Gece oldu mu karanlık. Neyse ki yardımsever otel sahiplerimiz gelip karanlığın dibinden çıkardılar bizi. Mesudiye Köyü'nün tepesindeki otelimiz Zephyros'a bir çıktık ki, yıldızlar avuçlarımızda. Dört bir yanımız meyve ağaçları, çıt çıkmıyor. Milyonlar versen böyle bir güzellik bulamazsın. Dünyanın en şık, en popüler, en pahalı yerine gitsen böylesine hayata, huzura, asıl olana dokunamazsın.
Bu arada Datça'ya gitmenin harika bir yolu da Bodrum-Datça feribotu. Sadece 105 dakika sürüyor ve seyir pek keyifli; aklınızda olsun. Gelelim Datça'ya gitmek için beş nedene:
12 Ocak 2016 Salı
Datça'ya gitmek için 5 neden
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder